Haber Merkezi - Akdeniz Belediyesi Eş Başkanı Yüksel Mutlu, belediye olarak yaptıkları hizmetler ve yaşadıkları sorunlarla ilgili de bilgi verdi.
Belediyenin borç yüküne dikkat çeken Mutlu, “Ancak bunu sürekli dile getirerek bahaneler de üretmek istemiyoruz” dedi.
Belediyenin borç yüküne rağmen sıkı bir para politikası uyguladıklarına vurgu yapan Mutlu, harcamaları gerekliliklerine göre yapmaya çalıştıklarını ifade etti.
KARARLARI SADECE EŞ BAŞKANLAR VERMİYOR
Belediyede kararların sadece eş başkanlar tarafından verilmediğini söyleyen Mutlu, tüm kararların koordinasyonda kurulunda alındığını açıkladı.
Mutlu, “Arkadaşlarımızın da dahil olduğu bu karalar böylece daha çok sahipleniliyorlar. Eleştireceksek eleştiriyoruz, Eğer doğruysa hep beraber sahip çıkıyoruz. O yüzden bu para disipliniyle beraber hem iş yaptık hem Akdeniz Belediyesi’nin esnafa olan borçlarını ödedik. Esnafa olan borcu çok önemsiyoruz. Esnafa olan borcumuzu büyük oranda sıfırladık diyebiliriz. Bir ticaret ilişkisi kurulmuş, para kazandığı taktirde ticaret hayatını sürdürecek. Esnaf ilk geldiğimiz zamanlarda bize mal vermek istemiyordu, fakat şimdi esnaf bize mal vermek istiyor” diye konuştu.
“TAŞERON FİRMALAR DEĞİL, KENDİ EMEKÇİMİZ ÜRETİYOR”
Klasik belediyecilik hizmetlerini saymadıklarını, gerçek anlamda hizmet üretmeye çalıştıklarını belirten Mutlu, Akdeniz’in 30 bin dekarlık alana ve 65 mahalleye sahip olduğunu, bunun da bir ilçe belediyesini hizmet üretme konusunda zorladığını aktardı.
“Küçük bir ilçe olsa, yapılan en küçük hizmet bile görünür, ancak bu Akdeniz için geçerli değil” diyen Mutlu, coğrafyanın büyüklüğüne bakılmaksızın özveriyle çalışmaya devam ettiklerinin altını çizdi.
Hizmet üretme noktasında taşeron firmalardan ziyade, bünyesindeki emekçilerle üretim yaptıklarını söyleyen Mutlu, “Yaptığımız tüm çalışmaları artık firmalara vermiyoruz kendi emekçilerimiz yapıyorlar. Personel sıkıntımız oluyor, işlerimiz ağır yürüyor fakat bu bizi maddi olarak rahatlatıyor. Halka hizmeti daha güçlü yapmamız için bunu yürütmemiz gerekiyor” ifadelerini kullandı.
“KADINLAR EVE KAPANMAYACAK”
Kadınlara yönelik ciddi şekilde proje üretmeye çalıştıklarına vurgu yapan Mutlu, yürüttükleri projelerden bazılarını şöyle özetledi: Kadın kooperatifi çalışmamız var. Türkiye’de veya Çukurova’da ilk olabilir. Kadınlara dönük olarak yoksullukla mücadele anlamında yakında faaliyete geçecek tekstil atölyesi çalışması var. Kadın emeğini değerlendirme çalışmasını yürütüyoruz. Bütün bunların şuan altyapı çalışmaları devam ediyor. Kadın evinde ne ürünü yapıyorsa getirip kadın emeğini değerlendirme pazarında pazarlayabilecek.
Böylece, insanlar belediyeyi istihdam alanı olarak görmekten vazgeçecekler hem de üreten kadın olacak, ürettiğinde özgüveni olacak, kamusal alana dahil olacak, hayata katılacak, eve kapalı kalmayacak bunu önemli buluyoruz. Bütün bunlar seçim döneminde söz vermiş olduğumuz yapabileceğimiz işlerdi. Biz uçak, helikopter, uçan hastane sözü vermiyoruz, biz yapabileceğimiz, küçük naçizane halka dokunan işler için söz veriyoruz ve onları yerine getiriyoruz.”
HANGİ KURSUN AÇILACAĞINA MAHALLELİ KARAR VERİYOR
Belediye olarak kültür-sanat projelerine büyük önem verdiklerini aktaran Mutlu, bu konuda yürütülen ‘Mahalle Evleri’ projesini anlattı.
Mahalle evlerinde, kadınların ve çocukların kurs göreceğini belirten Mutlu, açılacak kursları da mahallelinin isteğine göre belirlediklerini aktardı.
Mutlu, şöyle devam etti: “Çocukların aileleriyle toplantı yapıyoruz ne istiyorlarsa çocuklara o yönde kurslar açıyoruz. Bunlar başka yerler için değil fakat Akdeniz için ilk. Bu gibi çalışmaları artırmak istiyoruz ama bir takım sıkıntılarımız var. En azından bu yeni dönemde belediyede çalışan bütün personelimizin işini yapmasına yönelik olarak bir disiplinimiz var. Belediye yatılacak, oturulacak, bankamatik kartı ile aydan aya maaş alınacak bir yer değil.
Tam tersi daha çok çalışacakları daha çok üretecekleri, halka hizmet yapılan bir yer. Biz böyle bir disiplini sağlamış olduk, bunu yaparken de kimseyi kırmadan yaptık. Şimdi işe gelmeyen, işe gelmeden maaş alan bir personelimiz yok. Kimseyi partisine göre ayırmıyoruz hepsi bizim çalışanımız. İyi işler yapmaya çalışıyoruz bu nedenle.”
YEREL KENDİSİNİ GÜÇLÜ HİSSETMELİ
“Türkiye’de muhalefet eden olmak zaten bir problem” diyen Mutlu, muhalefet partisi konumundaki belediyelerin yaşadığı zorluklara da değindi.
Çözüm önerileri de sunan Mutlu, şunları söyledi: “Muhalefette olmak hem dinamik bir duruşu getiriyor hem de aktif bir siyaset hayatı getiriyor. Belediyelerin muhalefette olması şöyle bir durumu getiriyor; merkez iktidarın yereller üzerindeki vesayetine karşı mücadele etmek gerektiğini ifade ediyor. Bu ve bundaki merkez hükümetler yereli oy deposu olarak gören, orayı vesayet altına alan bir zihniyet yapılanmasına sahip.
Bizim buna karşı söylediğimiz şey şu; yerel güçlendirilmeli, kendi iradesi olmalı, kendi bütçesi olmalı, merkez yerele yetki devretmeli bu iyi bir şey. Bu aynı zamanda o yerelin demokratik bir işleyişe sahip olmasını getirecek. Yerel kendini güçlü hissettiğinde demokrasinin gelişmesi için merkeze baskı yapar. Halk arasında iktidar partisine oy ver sana hizmet gelsin anlayışı var. Bu ne kadar yanlış ve çirkin bir anlayış. Bu şu anlama geliyor iktidar partisinden değilsen sana hizmet gelmez. Devlet her yurttaşına eşit davranmalı hizmet konusunda”.
“BİZE RANDEVULU KİMSE GELMİYOR”
“Biz HDP’li belediyeler ağlayan belediye olmadık” sözleriyle çözüm odaklı iş yaptıklarını vurgulayan Mutlu, kendi başlarının çaresine bakmak konusunda iyi olduklarını söyledi.
“Bize yapılan haksızlığı her platformda söyleyeceğiz. Ama kendi çözümlerimizi kendimiz üreteceğiz” diyen Mutlu, kendisinin sürekli “Bu şehirde ne yapabilirim” şeklinde düşündüğünü söyledi. Mutlu: “Bize randevulu kimse gelmiyor. Herkes istediği zaman geliyor. Buna nasıl dayanıyorsunuz diyor herkes. Başka partilerin belediyeleri yapıyor mu bilemiyorum. Ama bizim belediyelerimiz böyle halk bizi çözüm merkezi olarak görüyor. Büyük oranda çözüm gücü olmaya çalışıyoruz. Ne düşünüyorsak oyuz, ne savunuyorsak oyuz. Zihinsel bir yapılanma sizi şekillendiren şeydir.
Siz eğer tekçiliği savunuyorsanız zaten otoritersiniz demektir. Kendinizden başkasını reddediyorsunuz demektir. Kentleri kadınlara emanet etmek gerektiğini düşünüyorum. Belediyeyi idare etmek bir kadının mutfağı idare etmesine benziyor. Mutfakta planlamayı kadın yapar. Belediyecilik de böyle bir şey. Onun için tüm belediyelerin kadınlara verilmesi lazım. Mahallelere parklar yapıyoruz. Yaptığımız parklarda palmiyeler yerine limon, portakal, turunç ağaçlarını dikiyoruz. Akdeniz’de palmiyeyi yasakladık. Hiçbir çalışma arkadaşım yeşile dokunmaz bütün arkadaşlarım yeşili çoğaltır, yeşile önem verir. Bu kent yeşili katletmek konusunda anlaşmış gibi” diye konuştu.
Kaynak: Çukurova Gazetesi
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.