Haber Merkezi - Mersin Akkuyu Nükleer Santrali'ne çimento üretmek için Silifke'de kurulan çimento fabrikasında hammadde olarak kullanmak üzere 22 bin ton kömür, EL MUHAMMEDİNE gemisi ile Yeşilovacık’ta yeni yapılan limana getirildi.
Makina Mühendisleri Odası Mersin Eski Şube Başkanı Serdar Erkan, "Bölgedeki son Akdeniz foklarının yaşamasına engel olacak liman için daha önce mahkeme kararı ile yürütmeyi durdurma kararı verilmişti. Ancak, Bern sözleşmesi ile koruma altında olan, ODTÜ Deniz Bilimleri yetkililerinin fokların yaşamını olumsuz etkileyeceği açıklama ve Orman Bakanlığı Çevre Koruma Daire Başkanlığı'nca bunu doğrulayan yazılarına rağmen inşaat her nedense mahkeme kararını değiştirdi ve inşaat yeniden devam etti. Daha sonra Bern sözleşmesi ile koruma altına alınan Akdeniz foklarının mağarası kimliği bilinmeyen kişiler tarafından havaya uçuruldu.
Ayrıca, önümüzdeki günlerde, şayet yapılacağı söylenen üç termik santralle beraber, milyonlarca ton kömürün elleçlemesinin yapılması için liman yapılan Yeşilovacık, daha önceki yıllarda ilan edilen turizm bölgesi içinde idi. Buna rağmen, AB’de yarattığı çevre yükü nedeniyle vazgeçilen bir sektör olan çimento fabrikasına, Nükleer Santral için gereken 10 milyon ton çimentoyu üretmek için Silifke’de kurulması için izin verildi. O günkü yerel yöneticileri iş sahası yaratacağız vaadiyle ikna edip, liman yapımı başlatıldı." dedi.
"Yapılan limanın ve gelen gemilerin denizi kirletmemeleri ve çevre güvenliği için ne derece uygun olduğu ve bu işlemlerin nasıl ve kim tarafından denetleneceği bilinmiyor" diyen Erkan, "Bu gemi ve arkasından gelecek milyonlarca ton kömürün, elleçleme ve taşıma esnasında oluşacak döküntü ve tozmanın çevredeki insan sağlığına etkisi konusunda ne gibi önlemler alındı bilinmiyor. Çünkü gözlerden ırak yerde yapımı tamamlandı ve faaliyete geçmeye hazırlanan fabrikaya gidecek güzergah üzerinde yerleşim yerleri var. Taşımalarda oluşacak döküntü ve tozumanın nasıl önleneceği, şirket yetkililerince halka bir açıklama ve güvence verilmediği için bilinmiyor" diye konuştu.
PEK ÇOK STK TEPKİ GÖSTERDİ
Olaya pek çok sivil toplum kuruluşunun (STK) tepki gösterdiğini vurgulayan Erkan şöyle devam etti: "Gelen ilk geminin boşaltılması esnasında, denizin ve doğanın zarar görmemesi için ne gibi önlemler alındı? Uluslararası sözleşmelerle koruma altına alınması için güvence verdiğimiz Foklar için ne gibi önlemler alındı? Bunlar için gerek şirket, gerekse ilgili bakanlık yetkililerinin, o bölgede tarımdan ve balıkçılıktan geçinen yöre halkına güvence vermeden ve açıklama yapmadan boşaltma yapılması doğru ve etik midir?
Özellikle 15.01.2013 tarihinde ilgili bakanlık ilgili birimlerinin yazışmalarında açıkça belirtildiği ve imza attığımız uluslararası sözleşmeler olduğu halde, yürütmeyi ilk önce durduran mahkeme hangi gerekçe ile bu durdurma kararını kaldırmıştır? Liman yapımı için ÇED olumlu raporu verilmiş midir? Verilmiş ise uluslar arası sözleşmelerle koruma altındaki ve limana çok kısa mesafede mağaralarda yaşayan Fokların mağarasını kim neden tahrip etti? Bunun için soruşturma yapıldı mı? Yapıldı ise sonuçları halka neden açıklanmadı?
Bu sorulara yanıt verilmeden, bölgede faaliyette bulunan turizmcileri, yöre halkını ve ilgili meslek odalarını ikna etmeden, yanaşan ilk gemiden ilk kömür boşaltması ve taşınması yörenin doğasına ve halkının geçim kaynaklarına vurulan ilk darbe olacaktır.
Tabi ki sonra, fok mağarasının tahribi ile başlayan doğanın tahribinin sonu gelmeyecek. Milyonlarca yılda oluşan Doğu Akdeniz'deki doğal SİT alanları yok olup Yeşilovacık, Karaovacık mı olacak? Gözünüz aydın nükleer lobisi! Sizin sayenizde daha Nükleer Santral çalışmaya başlamadan, onun ayağını sürüyerek getirdiği , fabrikalardan çevre kirliliği başladı. Bu gidişle tahribatın büyüğü asıl bu fabrikalar çalışmaya başladıktan sonra gelecek."
Kaynak: Mersin Gazetesi
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.