MERÇED yönetim kurulu üyesi Avukat Semra Kabasakal, balık çiftliği şirketlerinin ‘denizler kirlenmeyecek’ iddialarının gerçeği yansıtmadığını söyledi. Yeni çevre kanununa göre, ‘ÇED olumlu’ raporu almaları gereken balık çiftliği sahiplerinin nasıl denetimden kurtulduklarını da anlatan Kabasakal, firmaların birden çok şirket kurup üretimlerini belli sınırın altında gösterdiklerini belirtti. Çiftliklerin kirlilik yaratmadığını ve 5 bin istihdam yaratacağı iddiasının da abartı olduğunu vurgulayan Kabasakal, “Yöre halkı bunlara inanmıyor” diye konuştu.
Güney Gazetesi’nden Abidin Yağmur’a açıklama yapan Mersin Çevre ve Doğa Derneği (MERÇED) yönetim kurulu üyesi Avukat Semra Kabasakal, balık çiftliği şirketlerinin Silifke, Aydıncık ve Anamur’da yapmak istediği ancak halkın tepkisi üzerine yapılamayan ÇED halk bilgilendirme toplantılarını ve bundan sonraki hukuki süreci değerlendirdi.
Mersin’in önemli turizm merkezlerinden Silifke’de 7, Aydıncık’ta 5, Anamur’da 7 balık çiftliği kurulmak istendiğini, bu çiftlikleri 5 firmanın kuracağını ifade eden Kabasakal, yöre halkının balık çiftliklerine karşı olduğunu savundu.
3 ilçede de ÇED halk bilgilendirme toplantıların yapılmadığını, bu nedenle ÇED sürecinin hukuken eksik kalacağını ifade eden Kabasakal, “Aydıncık’ta yapılan toplantıya AKP’li Aydıncık Belediye Başkanı da geldi. Çiftlikleri istemediğini söyledi. Halk bilgilendirme toplantısı yapılamadı ve belediye başkanı da bu tutanağa imza attı. Anamur Belediye Başkanı da toplantının yapılmadığına dair tutanağa imza attı. Bundan sonraki süreçte itiraz edeceğiz ve tutanak isteyeceğiz. Çünkü Çevre ve Şehircilik Müdürlüğü yetkilileri tutanak tutamadılar. Muhtemelen başka yerde tuttular. Bu nedenle o tutanak geçerli olmaz. Zaten Çevre ve Şehircilik Müdürlüğü tutanak tutsaydı, oradaki belediye başkanlarının da imza atması gerekirdi. Başkanlar da zaten balık çiftliklerini istemediklerine dair şerh düşecekti. Şu anda yöre halkından vekaletname topluyoruz. ÇED raporuna itirazlarımızı yapacağız. ÇED halk bilgilendirme toplantılarının yapılamamış olması iptal davalarında önemli bir delil olacak” dedi.
Balık çiftliği şirketlerinin, ‘halkı bilgilendirmemiz engellendi’ şeklindeki iddialarına da Kabasakal şöyle yanıt verdi:
“Halkın bilgilendirilmesinin önlenmesi söz konusu değil. Halkın zaten konu hakkında bilgisi var. O gelen kişiler halkı bilgilendirmek için değil zaten halkı yanıltmak için geliyorlar. Bu nedenle halk tepki gösterdi. Halk, şirketlerin gerçeği gizleyeceklerini gördü ve tepki gösterdi.”
‘ÇİFTLİKLER SÜREKLİ YER DEĞİŞTİRECEK’
Balık çiftliklerine öncelikle denize olacak etkilerinden dolayı karşı çıktıklarını ifade eden Kabasakal, “Onların raporlarında deniyor ki çiftlikler kıyıdan uzak olacak, deniz kirletilmeyecek, her türlü tedbir alınacak diyorlar. Ama biz açtığımız davada neden zarar verdiği konusunda ayrıntılarıyla belgelerimizi sunduk. Balık çiftlikleri 2 senede bir yer değiştiriyor. Kirletmiyorsa niye değiştiriyor o zaman. Dolayısıyla kurulduğu yerde kalmıyor çiftlik. Yer değiştirmesi gerekiyor. Devamlı kaydıracaklar. Ne kadar gezdireceksin sen bunu. Denizde yer mi kalır. Verdikleri yemler de kimyasal ve GDO içeren yemler. O çiftliklerde yetişen balıkların sağlıklı olmayacağını düşünüyoruz” dedi.
‘İSTİHDAM İDDİASINA HALK İNANMIYOR’
Bazı basın yayın organlarında yer alan ‘çiftliklerde 5 bin kişi çalışacak’ şeklindeki haberlere de tepki gösteren Kabasakal, “Yöre halkı iş vaatlerine inanmamış. Ama kendi bünyelerinde çalışan yada para karşılığında oraya gelenler istihdam olacak diye laf yaymaya çalıştılar. Halk inanmıyor. İstihdam edilecek kişi sayısı en fazla 40 kişi olur. O da herkesi almayacaklar. Ki zaten kendi adamları var çalışmakta olan. Yöre halkı buna inanmıyor. Kime sorsak biz istemiyoruz diyorlar” ifadelerini kullandı.
Kaynak: anamurgundem
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.