ULUSAL EGEMENLİK VE ADD'NİN TARİHİ SORUMLULUĞU SEMPOZYUMU SONUÇ BİLDİRGESİ
“Türkiye Cumhuriyeti, emperyalizmin tarihteki ilk ve tek yenilgisinin sonucudur. Bu kıymetli sonuç; Büyük Atatürk'ün antiemperyalist duruşunun neticesi büyük Atatürk, egemenliği saraydan aldı; millete verdi. Atatürk gibi düşünecek, Atatürk gibi hareket edeceğiz.
Tek adam rejiminin sonucunda, gelinen nokta ürkütücüdür. CHP Genel Başkanı Sayın Kemal Kılıçdaroğlu'na Ankara Çubuk'ta şehit cenazesinde yapılan hain linç girişimini bir kez daha şiddetle kınıyoruz. Bu linç girişiminin, siyasi iktidarın söylemlerinin etkisiyle oluştuğu kesindir.
Sivas, Çorum ve Maraş olayları, çok acı bir şekilde canlılığını korumaktadır. Milli Mücadelemizin 100. yılında ve Derneğimizin Kuruluşunun 30. yıldönümünde; toplumu ayrıştıracak her türlü söylem ve uygulamanın karşısında olmaya devam edeceğiz.
"Laiklik", toplumsal barışın ve huzurun anahtarıdır. Laiklik olmadan; demokrasiden, insan haklarından ve özgürlüklerden söz edilemez. Demokrasinin olmazsa olmaz koşulu laikliğe, yapılan her türlü saldırının farkındayız. Milli birlik ve bütünlüğümüzü korumak, demokrasimizi geliştirmek için laikliğe, sahip çıkmak her yurttaşın görevidir.
Bugün; Saray'dan yönetim söz konusudur. Oysa, Türkiye Cumhuriyetinin esasında egemenliğin saraydan alınarak millete verilmesi vardır. 16 Nisan 2017 halkoylamasında, hukuk dışı bir oldu bittiyle geçilen rejim; demokratik kurallarla değiştirilmeli; egemenlik asıl sahibine, millete ve Onun temsilcisi Gazi Meclise iade edilmelidir. 31 Mart 2019 Yerel Seçim sonuçlan bu bakımdan ümit vericidir.
DIŞ POLİTİKA, HER AÇIDAN İFLAS ETMİŞTİR:
Kurutuluş ve Kuruluş sürecinde izlenen, milli dış politikanın parolası; "yurtta barış, dünyada barış "tır. Yaratılan algı operasyonlarıyla; bu ilkenin "edilgen olduğu" söylenerek, "yurtta barış, dünyada barış" ilkesine sırt dönülmüştür. Oysa; Atatürkçü Dış Politika; haysiyetlidir. Lozan Antlaşması, sırasında, Büyük Gazi ile İsmet İnönü'nün yaklaşımları, Türk Dış Politikasının değişmez esaslarıdır. Lozan Antlaşması üzerine yapılan, mesnetsiz yorumlar, gerçek anlamda bir "milli beka" sorunu teşkil etmektedir. Lozan, Türkiye Cumhuriyeti'nin tapusudur. Yıpratılmasına asla izin vermeyeceğiz.
Siyasi iktidar; Yunanistan'a bıraktığı, 18 ada konusundaki basiretsizliğini, Lozan'a saldırarak gizleyemez. ¡ster kaya, ister taş, ister çöl, ister ova tek karış yurt toprağı yabancı güçlere peşkeş çekilemez. Vatan toprağı, milletimizin namusudur. Siyasi iktidarın keyfiyetine bırakmayacağız.
"Sözde Ermeni Soykırımı Yalanı", bir emperyal oyundur. Bu oyuna karşı çaresiz değiliz. Atatürkçü Dış Politika ilkelerine hemen dönerek, "Sözde Ermeni Soykırımı Yalanını" çürütmek, tarih sahnesinden silmek mümkündür. Avrupa devletlerinin, özellikle de Fransa'nın, sömürgeci olduğu topraklarda yaptığı soykırımlar yakın tarihin gizlenemez gerçeğidir.
Hitler, Mussolini ve Franko gibi diktatörlerle, soykırımda tarihe geçenlerin, Türkiye Cumhuriyeti'ne "Soykırım" yalanını dayatmalarına izin vermeyeceğiz. Fransa ve İtalya'yı kınıyoruz. Unutulmasın ki, Avrupa devletlerinin soykırım zulmünden kaçan on binlerce insan ATATÜRK TÜRKİYESİ'ne sığınmış ve böylece yaşama tutunabilmiştir.
ATATÜRK CUMHURİYETİNİ YENİDEN İNŞA EDECEĞİZ:
Büyük Atatürk'ün kurduğu, Türkiye Cumhuriyeti, ulus devlet modelidir. Emperyalizmin, ulus devlete yönelik yaklaşımı bilinmektedir. Ulus devletin temeli üniterlik ilkesidir. Üniter devlet yapısından ödün verilmeyecektir.
PKK ve FETÖ terör örgütleri başta olmak üzere, tüm hain yapılarla mücadelede kararlıyız. Terör, milli birlik ve bütünlüğümüzün düşmanıdır.
Bu bakımdan; Cumhuriyetin kuruluş ilkelerine geri dönmek zorundayız. Aksi halde; cemaatler ve tarikatlarca işgal edilmiş bir sistemle yönetileceğiz. Tarikat ve cemaatlerin, yayılmacı politikaları ulus devlet modelini tehdit etmektedir.
Eğitim; milli, laik, karma ve bilimsel olmaktan çıkarılmıştır. Oysa, kuruluşta üç "Milli" hususa çok önem verilmiştir. Milli Eğitim, Milli Ekonomi ve Milli Savunma... Eğitimin çağdaş gelişmelerin ve ilkelerin gerisinde kalması endişe vericidir. İmam Hatip okullarının sayısını arttırarak, bilimsel eğitim yapan kurumların dönüştürülmesi gericiliğe zemin hazırlamaktadır.
Geleceğimiz çocuklarımızdır. Çocuklarımızı, yarınlara gerici sistemle değil; akıl, bilim ve özgür düşünce temelinde sunulan Milli Eğitim Sistemiyle hazırlayabiliriz.
Milli ordu, zafiyete uğratılmıştır. Şanlı Türk Ordusu'nun geleneksel yapısı, siyasi argümanlarla değiştirilmiştir. Cumhuriyet karşıtı örgütlenmelerin etkileri bilinmektedir. En son değişiklikle, sade bir "ER" general olabilecek ve orduyu yönetebilecektir. Bu, Türk Ordusu'nun yapısını bozacak bir düzenlemedir. Ergenekon ve Balyoz gibi sahte senaryolarla Ordu da yapılan kıyım, bugünlere zemin hazırlamıştır. Cumhuriyetçi güçler, bu konuda da güç birliği yapmak zorundadırlar.
Cumhuriyet Devrimi'nin temeli kültür ve sanattır. Cumhuriyetin, kültür ve sanat idealine erişmek, yaşamsal önemdedir. Kültür ve sanata yönelik gerici baskılarla mücadelemizi sürdüreceğiz.
Halkımız; Cumhuriyetçi güçlerin birlikteliğini talep etmektedir. 31Mart 2019 Yerel Seçim Sonuçları bu talebin göstergesidir.
Cumhuriyetçi güçler; CUMHURİYET DEVRİMİ ortak paydasında ve Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ün antiemperyalist duruşunda birleşmelidir. Milli birlik ve bütünlük, vatanın bölünmez bütünlüğü kırmızı çizgimizdir.
Gazi Meclis'in kısıtlanan "yasama" ve yok edilen "yürütmeyi denetleme" yetkilerinin iadesi; bugünkü yönetsel kaosu bitirecektir.
Denetlenebilir ve hesap verebilir bir yönetim sistemi temel hedefimizdir. Çoğulcu parlamenter sisteme dönüş mücadelesinde, Atatürkçü Düşünce Demeği lokomotif güç olacaktır.
ÖZGÜR BASIN VE ÖZGÜR BİREY; HUKUKUN ÜSTÜNLÜĞÜ İLE MÜMKÜNDÜR:
Türkiye Cumhuriyeti, hukukun üstünlüğü temelinde kurulmuştur. 16 Nisan 2017 halk oylamasıyla, hukuka aykırı, bir anayasa değişikliği yapılmıştır. Halkın egemenliği tek kişiye devredilmiştir. 16 Nisan 2017 bu açıdan, Atatürk Cumhuriyetinin dönüştürülme sürecinin zirve noktasıdır.
Ergenekon ve Balyoz gibi düzmece davalarla, planlı bir aydın kıyımı gerçekleştirilmiştir. Yargı ve yargıç bağımsızlığı ayaklar altına alınmıştır. Talimatla çalışan yargı sistemi, güvenirliğini yitirmiştir. Rahip Brunson ve Alman Gazeteci Deniz Yücel örneği hâlâ canlılığını korumaktadır.
Cumhuriyetçi güçler, Cumhuriyet Devrimi ortak paydasında birleşerek; hukukun üstünlüğünü sağlamalıdır. Özgür birey ve özgür basın ancak, hukukun üstünlüğü sağlanarak yaratılabilir.
Sermaye basını; yandaş medyaya yani havuz medyasına dönüştürülmüştür. Milli olanaklar partizanca kullanılarak oluşturulan havuz medyasını onaylamamız mümkün değildir.
Bu nedenle; Derneğimiz, ADD TV'yi kurmuştur. Deneme yayınları başlamıştır. Ulusal Gazete gündemimizdedir. Basın alanındaki bütün çalışmalara; Sayın Alton Öymen, Sayın Oktay Ekşi ve Sayın Fikret Bila başta olmak üzere; saygın ve duayen isimler destek vereceklerdir.
Yargı ve yargıç bağımsızlığını yeniden sağlamak üzere, ilgili tüm kişi ve kurumlarla işbirliği içinde olunacaktır. Doğru reçete Atatürkçü Düşünceldir.
ATATÜRK'ÜN MİLLİ EKONOMİ MODELİ, EKONOMİK KAOS VE KRİZDEN ÇIKIŞIN TEK YOLUDUR:
Siyasi iktidarın, yandaşlık anlayışı; israf ve borçlanmayı en üst seviyeye çıkarmıştır. Cumhuriyetle birlikte; üreten ve kendi kendine yeten ülkelerden biri olan, Türkiye, bugün; soğan, patates, saman ithal eder duruma düşürülmüştür. Tarım arazileri kaderine terk edilmiştir. Türkiye sadece tüketen bir ülkeye dönüştürülmüştür.
Vatan toprakları, Cumhuriyetin fabrikaları, limanları ve kritik tesisler yerli-yabancı sermayeye peşkeş çekilmiştir. Özelleştirmelerle, kamu yararı ve ulusal çıkarlarımız yok edilmiştir. Kocaeli'ndeki Tank Palet Fabrikasının Katar'a altın tepsi içinde sunulması, geldiğimiz içler acısı noktanın örneğidir.
Emek Örgütleri; bilinçli bir şekilde parçalanmıştır. Emekçi dayanışmasından söz etmek mümkün değildir. Alın teriyle geçinen halkımız, ağır ekonomik koşullar altında ezilmektedir.
İşsizlik oranı tarihi rekorlar kırmaktadır. Gelir dağılımındaki adaletsizlik büyüktür. Atatürk'ün Milli Ekonomi Modeli, başarılarıyla kendisini kanıtlamıştır. Türkiye'nin gerçeklerinden yola çıkarak oluşturulan, Atatürk'ün Milli Ekonomi Modeli, ekonomik krizden çıkışın rehberidir.
Uluslararası alanda, ülkemize yönelik; adalet ve hukuk bağlamındaki endişeler, yaşanılan ekonomik krizin bir diğer nedenidir.
Hukuk, ekonomi için de geçerli bir müessesesidir. Damatların yönetimindeki ekonomi, maalesef, milli ve hukuki zeminden uzaktır. Bu yanlış, Cumhuriyetçi güçlerin birlikteliğiyle düzeltilecektir.
ADD'NİN TARİHİ SORUMLULUĞU:
Atatürkçü Düşünce Derneği; aydınlanma devriminin günümüzdeki en örgütlü yapısıdır.
Atatürkçü Düşünce Derneği; Büyük Devrimci, Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ün antiemperyalist duruşunun en somut abidesidir.
Atatürkçü Düşünce Derneği'nin tek lideri, Gazi Mustafa Kemal Atatürk'tür.
Atatürkçü Düşünce Derneği; Milli Mücadelenin çatısıdır.
• Atatürkçü Düşünce Derneği; Türkiye Cumhuriyeti, üzerine oynanan oyunların bilincine varan ve Atatürk'ün çizgisinden başka bir çıkış olmadığına inanan, yurtseverlerin kurduğu bir Demokratik Kitle Örgütüdür. Kuruluşu önemlidir. Kurucu Genel Başkanımız Prof. Dr. Muammer Aksoy, Atatürkçü Düşünce Derneği kurulduğu için şehit edilmiştir. Şehitler vermiş bir büyük mücadele ve dava kurumuyuz. Kurucularımızın yolu yolumuz, mücadeleleri onurumuzdur.
Bu nedenle; tarihi sorumluluklarla karşı karşıyayız:
• Türk Milleti; çağdaşlık, demokrasi ve özgürlükler gibi kavramlarla, Atatürk Devrimi sayesinde tanışmıştır.
• Ancak; karşı devrim sürecinin yarattığı algı operasyonlarıyla, Atatürk'ün çizgisinden uzaklaşılmıştır. Gerici, bölücü, işbirlikçi siyasi projeler; emperyal güçlerin desteğiyle sahneye konulmuştur.
23-24 Nisan 2019 tarihlerinde iki tam gün, yoğun katılımla gerçekleşen; "Ulusal Egemenlik ve ADD'nin Tarihi Sorumluluğu Sempozyumu" , yukarıda kısaca özetlenen bilgiler çerçevesinde, Derneğimizin tarihi sorumluluğuna işaret etmiştir. Bu doğrultuda, Genel Merkez Yönetimi şu hususları acilen gerçekleştirecektir:
1. Derneğimiz; hiçbir siyasi partinin arka bahçesi değildir. Olmayacaktır. Atatürk Devrim ve İlkeleri'ne bağlı tüm 8 kurum, kuruluş ve kişilerle; ülkemizin milletiyle bölünmez bütünlüğü paydasında çalışacağız.
2. Gençlik Kollarının seçilmesi ve göreve başlaması umut vericidir. Gençlik örgütlenmesine özel değer ve önem vereceğiz.
3. ADD TV'nin kuruluşu önemli bir adımdır. Ayrıca, yazılı basın için de çalışmaları sürdüreceğiz.
4. ADD Düşün Dergisini, hemen bilimsel içerikli bir yayın organına dönüştüreceğiz.
5. ADD Web Sitesinde; örgütsel çalışmaları, eylem ve etkinlikleri anında topluma duyuracağız.
6. ADD olarak, Eğitim Kurumlan oluşturacağız. Bu bağlamda; Haşan Ali Yücel Üniversitesinin kurulmasını ve içinde Prof. Dr. Muammer Aksoy Hukuk Fakültesinin de bulunmasını içeren çalışma tamamlanmıştır. Yasalaşmasıiçin çalışılacaktır. ATA Vakfı aracılığıyla, okul öncesinden başlayarak eğitim kurumlarını var etmek için inançla ve kararlılıkla çalışacağız.
7. Bugüne kadar, üzerinde fazla durulmayan, ATA Vakfı’nın çalışır hale getirilmesi önceliğimizdir.
8.15 Mayıs 2019'da İzmir'de, 16 Mayıs'ta İstanbul'dan hareket edecek yelkenliler ile 19 Mayıs'ta Samsun'dan başlayarak; 25 Mayıs'ta Havza ve 22 Haziran'da Amasya'da "ATATÜRK CUMHURİYETİNİ İNŞA ETMEK" başlıklı geniş katılımlı, kitlesel etkinlikler ve toplantılar programlanmıştır. En kısa sürede örgütümüzle paylaşacağız.
9. "Kurucular Kurulu" oluşturarak, kurucu üyelerimizle daha yakın çalışacağız.
10. Derneğimizi, gereksiz çatışmalardan koruyacağız. Birlik ve bütünlük içinde, kişisel kaygılardan uzak çalışmaya devam edeceğiz.
11. Cumhuriyetçi güçlerin, Atatürk Devrimi paydasında birleşerek, ülkemizin geleceği için güç birliği yapmalarını mutlaka sağlayacağız.
12. Bu amaçla da; Yerelden Genele Siyaseti izleme ve Yönlendirme Kurulu oluşturulmuştur.
• "Ulusal Egemenlik ve ADD'nin Tarihi Sorumluluğu Sempozyumu" katılımcılarının tümü; Atatürkçü Düşünce Derneği'nin Türkiye için önemli olduğu hususunda hem fikirdir.
Atatürkçü Düşünce Derneği'ne destektir. Bu doğrultuda; Derneğimizin her türlü çalışmalarına, içtenlikle katkı sağlamaya devam edeceklerdir.
Yaşasın ATATÜRK DEVİRMİ...
Yaşasın Demokrasi Mücadelemiz...”
ADD YÖNETİM KURULU
GENEL BAŞKAN
Hüseyin Emre ALTINIŞIK
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.