Sultan Alaeddin Mahallesi Camii Hanı ve Selçuklu Sultanı Alaeddin Keykubat’ın sekiz asırlık adının tarihi serüveni…
Sultan Alaeddin Mahallesi adı 1224 yılında Selçuklu Sultanı Sultan Alaeddin Keykubad tarafından inşa edilen cami adına izafeten konmuş bir isimdir. Bundan yarım asır önceleri Anamur iki mahalleden ibaretti. Ak Cami deyip geçiyoruz. İşin aslı kültür miraslarımıza derin yapı ve tarihimizi araştırıp tanıma ve tanıtmaya gereken önemi verip değerlendirme kültürümüzün yeterli olmamasındandır diye düşünüyorum.
Sultan Alaeddin Camii ve hanı asırlar boyu ibadet ve medrese olarak hizmet vermiş. Kırım Ulusal kurtuluş ve daha önceki savaşlarda barınak olarak kullanılmıştır. 19.yy. başlarında medrese ve mektep olarak kullanılmış. Yıllar önce çevre ilçelerden gelip Akarca Han da okumuş, yaşlılarla görüşmüştüm.
1945’lerde Bulgar Türkleri’nin göç ettikleri zamanlarda yerleşim düzenleri sağlanıncaya kadar göçmenlerimize ev sahipliği etmiştir. Sonraları da gaz deposu kömür deposu olarak kullanarak tarihi miraslarımıza olan bilinçsizliğimizi kanıtladık. Zamanımızda da restore ettireceğimiz yerde moloz kayan taşlarını ve tonoz örtülerini bilinçsiz ellere teslim edip tahrip ettirerek tarihi kimliğinin sekiz asırlık tarihi kalıntılarını tok ederek tamir ettirip kültür miraslarımıza karşı ihanetimizi belgeledik.
Özetle tarih tahribe uğramıştır.18.yy. Hasan Efendi Hoca-19.yy.’da Ese Efendi hoca 20.yy’da Hacı Kamil Hocaların unutulmaz anılarını barındıran önemli bir mabettir Sultan Alaeddin Camii ve Hanı.
Günümüzde de Ali Fidan Hoca ödüllü kurslar düzenlemenin yanında Cuma günleri sabah namazları eda edildikten sonra sıcak simit ve çay ikramlarıyla Sultan Alaeddin Camii’nin efsanevi tarihsel geleneğini sürdürmektedir.
Sultan Alaeddin Camii cemaati eğitim ve kültür konusunda takdire değer derin bir dayanışma içerisinde örnek aktiviteler gerçekleştirmektedir. 1.Alaeddin Keykubad 1. Gıyaseddin Keyhüsrev’in ortanca oğludur. 1190 yılında dünyaya gelen 1. Alaeddin Keykubad Hükümdar çocukları önce iyi bir Müslüman sonra iyi bir Hükümdar adayı olarak yetiştirilir. Baba Gıyaseddin Keyhüsrev vefat edince büyük oğlu İzzeddin Keykavus Sultan oldu. Bu sürede Alaeddin Keykubat sistemli bir eğitim ve gözetim altında tutuldu. İzzeddin Keykavus yedi yıl sultanlığından sonra vefat edince yerine Alaeddin Keykubat 28 yaşında sultan oluyor. 1219’da tahta çıkan Alaedddin Keykubat Devlet politikası olarak millete hizmet adalet ve düzene saygıyı ilke olarak belirleyip devlet ricali ile birlikte yöneticiliğin gereklerini en iyi şekilde yerine getirmeyi prensip edinmiştir. 12 . yy.’da sosyal devlet anlayışını belirlemiş. Sultan Alaeddin Keykubat anlayışında devlet: “Halkı refah içinde yaşatmak için var olan bir müessesedir.” Bu inancıyla ortaya koyduğu çalışmalar ile kendini halkın hizmetkârı olarak kabul ettirmeyi başarmıştır. Selçuklu Devlet geleneğinde insanı en büyük değer olarak kabul eden bir zihniyet yerleşmiştir. Selçuklu inanç ve her türlü düşünceyi taht ve saltanatının sonuna kadar devam ettirmeyi başarmıştır. İnancının ve geleneklerinin gereklerini hakkıyla yerine getiren Alaeddin Keykubat’a Abbasi Halifesi En Nasır Lidinillah “Sultanu’l Azam” halkına geniş inanç hürriyetleri tanıması nedeniyle İslam hükümdarlarını en büyüğü unvanını tanıdı.
Anadolu’da Müslüman ve gayri Müslimlerin saygılı ve hoşgörülü yaşamaları tarihimizin en dikkat çeken dönemidir. Bu geleneklerin yerleşmesi nedeniyle Mevlana Celaleddin Rumi öldüğü zaman Anadolu’daki Müslüman ve Hıristiyan halk aynı büyük hüznü yaşamıştır. Alaeddin Keykubat bilime çok önem veriyordu. Nizamül-mülk’ün Siyasetnamesi’ni İma-ı Gazali’nin Kimya-i Saadet Baba Veled’in Maarif adlı eserlerini baş tacı yapmıştır.
Selçuklu Sultanları ilim adamlarına büyük önem vermişlerdir. Medreselerde matematik-astronomi-coğrafya-fizik-kimya bilimleri halkın ücretsiz eğitim alması sağlanmıştır. Anadolu’yu bir bilim ve kültür diyarı haline getirmişlerdir.
1205-1243.Yıllarının tarihçisi İbni Bini, “Selçuklular kültür ve edebiyat adamlarını yoksulluk vadisinden ve fakirlik çölünden kurtarıp onların yüzlerini gümüş gibi ağartıp her isteklerini kalbi temiz kimselerin duası gibi geçerli kılarlardı” diye tarihe not düşmüştür.
Alaeddin Keykubad saltanatı süresinde Anamur’daki Cami Han Alaköprü başta olmak üzere Kayseri-Konya-Sivas-Amasya-Erzurum-Malatya-geriş çapta imar hareketlerinin yanında İlahi-sosyal ve kültürel kurumlarla donatmıştır. Açık avlulu ve iki eyvanlı medreselerin en ilginci olarak görülen Hunat Hatun Medresesi Ziyaiye medresesi Konya Karatay medresesi yanında Sultan hanı Karatay medresesi Gazi Atabey Ertokuş medresesi.
Ayrıca Konya’da Darüşşifa-i Alaiye –Konya Alaeddin tepesindeki Alaeddin Camii Malatya Ulu Cami Afşin Eshabı Kehf Camii devrin önemli eserlerindendir. Anadolu’nun birçok kentinde büyük eserler yaratmıştır.
Döneminin ruhunu dünya tarihine damgasını vuran bir büyük devlet ve siyaset adamı Alaeddin Keykubad kıskanılan bu büyüklüğünden rahatsız olan derin yapılanmalar onu bir av seferinde gafil avlayarak zehirleyerek en verimli çağı olan kırk beş yaşında yaşamına son vermişlerdir. Daha nice bayramlara barış ve huzur içerisinde kavuşmak dileğiyle…
Nihat ERKAN
GSM: 0(538) 329 01 93
Kaynakça :
Büyük Türkiye Tarihi, Yılmaz ÖZTUNA
Osmanlı Tarihi, İ.Hakkı UZUNÇARŞILI
Devlet ve Hanedanlar, Yılma ÖZTUNA