1 Kasım seçimleri, AK Parti’nin de beklentilerini, umutlarını aşan bir sonuçla tecelli etti.
Muhalefet 7 Haziran’da yüzde 60’lık kazanımı değerlendiremedi. Hele Bahçeli’nin Anayasa’nın vazgeçilmez unsurlarından siyasi partilerden HDP’i yok sayarak 5 ayı bitirirken MHP’yi de yüzde 5 azalttı. 80 milletvekilini 41’e düşürdü.
O kadar çabaya, umutlara karşın CHP, 7 Haziran sonuçlarını ancak muhafaza etti.
HDP’ye karşı MHP - AKP bir yandan Erdoğan’ın da karşı mücadelesiyle yüzde 2.3 kayıpla 58 milletvekilini koruyabildi.
Muhalefetin tutucu siyasetine karşı AKP 7 Haziran seçimlerindeki 258 milletvekiline düşme nedenlerini araştırarak çok sayıda milletvekili adaylarını değiştirerek 317 milletvekili çıkararak tek başına iktidar oldu.
Bu sonuç, Ahmet Davutoğlu’nun, Erdoğan’ın başarılı çalışmaları yanında ebedi şef zihniyetiyle partilerini statükoyu bozmadan yöneten Devlet Bahçeli ve Kemal Kılıçdaroğlu’nun eseri olmuştur.
Seçimlerde CHP, ulusalcı yapılanmadan çıkış yapamadan, hiç bir değişim gerçekleştiremeden 7 Haziran adaylarıyla 1 Kasım seçimlerine katılarak “statüko”yu muhafaza ederek 134 milletvekilini korudu.
Türkiye’nin etnik sorunlarını yeni dinamiklerini programlayarak partilerini daha ileri taşıyamayan CHP ve MHP, merkez yönetim-parti meclislerini erdemli davranışlarla görevlerini dinamik kadrolara devir etmeleri gerektiği 1 Kasım seçimlerinde halkın oylarıyla zorunlu bir gerçek olarak önerilmiştir.
Gerçekten 7 Haziran, 1 Kasım seçimlerinde iktidarın hatalarına karşın muhalefet partilerinin varlık göstermesi şöyle dursun, erimesi, değişimi zorunlu kılmaktadır. Bahçeli ve Kılıçdaroğlu, eğer partilerini seviyorlar, gerçek MHP’li, CHP’li iseler, yerlerine daha genç, dinamik, karizmatik liderler getirmelerini halkımız oylarıyla ifade etti.
Önümüzdeki yıllarda parti içi hizip hegemonyaları zihniyetini saltanata dönüştüren MHP ve CHP’nin yönetim kadrolarının değiştirilmesi dileklerimle…
Nihat ERKAN
GSM: 0538 329 01 93
