Haber Merkezi - Konya Selçuk Üniversitesi (SÜ) Sualtı Araştırmaları Uygulama ve Araştırma Merkezi, dünyada ilk denizciliğin, ilk tarımın, ilk hayvancılığın, ilk yerleşimlerin ve en erken limanların ortaya çıktığı Doğu Akdeniz Bölgesi’nin odak noktasında bulunan Mersin kıyılarını mercek altına aldı.
Silifke Müzesi denetiminde yapılan çalışmalar, bu sene Silifke kıyılarında gerçekleştirildi. Mersin Turizmi Geliştirme ve Altyapı Birliği ile Mersin Deniz Ticaret Odası tarafından desteklenen çalışmalara, Türkiye Sualtı Arkeolojisi Vakfı ile Suna-İnan Kıraç Akdeniz Medeniyetleri Enstitüsü de katkıda bulundu.
Selçuk Üniversitesi Sualtı Araştırma ve Uygulama Merkezi’ne ait Selçuk-1 Bilimsel Araştırma ve İnceleme Gemisi'yle Selçuk Üniversitesi Sualtı Arkeolojisi Ana Bilim Dalı ekibi tarafından yürütülen ve Tunç Çağı’ndan Osmanlı Dönemi’ne kadar kullanılmış önemli kültür miraslarının ortaya çıktığı çalışmalarda demirleme yerleri, antik gemi batıkları ve sualtında kalmış antik gemi tersaneleri tespit edildi.
“SİLİFKE KIYILARINDA EN AZ 5 BİN YILDIR DENİZ YOLU KULLANILIYOR”
Kültür ve Turizm Bakanlığı’nca Mersin kıyılarında denizin altında bulunan arkeolojik kalıntıların tespiti için başlatılan çalışmalar hakkında bilgi veren SÜ Sualtı Araştırmaları Uygulama ve Araştırma Merkezi Müdürü Yrd. Doç. Dr. Hakan Öniz, “Mersin’in Silifke İlçesi'nde yapılan çalışmalarda Selçuk-1 Gemisi'nde yer alan yüksek çözünürlüklü Sonar sistemler kullanıldı. Dört farklı sonar sisteminin aynı anda kullanılabildiği bu teknolojiyle deniz dibinin haritası çıkartıldı. Sonarla elde edilen deniz yüzeyi incelemelerinde bulunan arkeolojik kalıntılara dalışlar yapılarak bilimsel tespitler gerçekleştirildi.
Kültür Bakanlığı’nın envanter sistemine kaydedilen arkeolojik kalıntılar üzerinde uluslararası sempozyumlarda sunulmak üzere bilimsel çalışmalar devam etmektedir. Bu çalışmalarla elde edilen batıklar ve gemi çapalarına göre Silifke kıyılarında en az 5 bin senedir deniz yolu kullanıldığı, Kıbrıs’tan, Mısır’dan, Rodos’tan, Knidos’tan, İtalya ve Doğu Akdeniz kıyılarının tamamından gemiler gelip gittiği belirlendi” dedi.
YENİ BİLGİLER ORTAYA ÇIKTI
Yürütülen çalışmalarda M.Ö. 8. yüzyıldan itibaren bölgede tersanelerin kurulduğunun ortaya çıktığını ifade eden Yrd. Doç. Dr. Öniz, “Toros Dağları’nda yetişen sedir ağaçlarının antik çağda bu bölgenin en önemli ihraç malzemesi olduğu bilinmektedir. Ancak yeni bilgiler, bölgede yetişen sedir ağaçları kullanılarak geniş bir tersane sistemiyle her yıl en az 100 geminin yapıldığını ortaya koymuştur.
Söz konusu tersaneler gemilerin karaya rahatlıkla alınabileceği doğal eğimli kayalık zeminli alanlar üzerinde kayalara oyularak kurulmuştur. Sualtı çalışmalarından söz konusu tersane yapılarının depremler sonucu denizin içinde kalmış bölümleri tespit edilmiştir.
Bazı çekek yerleri ise, dönemlerinin mühendislik yöntemleriyle deniz içinde kalacak şekilde inşa edilmiştir” ifadelerini kullandı.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.