• BIST 9134.69
  • Altın 2940.718
  • Dolar 34.4659
  • Euro 36.3751
  • İçel 20 °C

Çetin Altan’ın ilkesiyle demokrasi mücadelesine devam

Nihat ERKAN

Çetin Altan’ın ilkesiyle “Enseyi karartmadan” demokrasi mücadelesine devam 

“Şeytanın gör dediği” köşesinde kimsenin cesaret edemediği konuları işleyip tartışmaya açan sosyalist bir yazardı. Altmışlı yıllarda TİP’in kurulmasında Behice Boran, Sadun Aren, M.Ali Aybar’la  Türkiye İşçi Partisi’nin kuruluşunda etkin oldu.

1965 de TİP’ten milletvekili seçildi, TBMM’ye girdi. Linç edilme tehlikeleriyle karşılaştı. Bir espri adamıydı. TBMM’de sert eleştirilerde bulunurken iktidar milletvekilleri “Allah-Allah de” diye bağırırken Çetin Altan kürsüden “Allah cezanızı versin!” diyerek yanıt vermişti.

TBMM’de “Beş kuruşa çorba içiyorsunuz” diye bağırdığı zaman milletvekilleri “Neden çorbanın ucuz olduğunu ifşa ediyorsun” diyerek saldırmışlardı.

Şimdide aldıkları ücretle bugün dünden farklı mı sanki…

Makaleleriyle göz altılardan ceza evlerinden uzak kalmadı. Öykü, roman, senaryo, mizah, tiyatro yazdı. Onlardan da sorgulandı. Büyük Gözaltı, Zurnada Peşrev Olmaz, Şeytanın Gör Dediği, Tarihin Saklanan Yüzü ve daha birçok yapıtları var.

Umudunu yitirmeyen, sürekli umut veren bir düşünürdü.

En çok “Düzelir çocuklar, enseyi karatmayın” derdi, yazardı.

Düşüce saksıda büyüyen çiçek gibidir, saksı ne kadarsa o kadar düşünülür, saksıyı genişletmek aydınların evrensel kültür ve bilimsel eğitim açılım ölçüsünde gelişmesiyle mümkündür.

Parlamentodaki çalışmalarında, yazılarında “Hazineden geçinmeciler”, “Enseyi karartmayın”, “Umudu yitirmeyin” deyişleri unutulmaz.

Meclis’te dokunulmazlığı kaldırıldı, tekrar iade edildi. Düzenin çarpıklıklarını cesaretle ifade eden, gelecek için umudun yitirilmemesini tekrarlayan büyük insan Çetin Altan’ı 22/10/2015  Perşembe günü kaybettik.  

Anısı önünde saygıyla eğiliyoruz. Onun özlediği ülkeyi özleyerek enseyi karartmadan, umutla yazmaya, konuşmaya, çalışmaya devam etmeyi sözü veriyoruz.

25/06/2015’te Cumhuriyet Gazetesi’ndeki ”Hayal ettiğim ülke bu değildi” makalesini sunuyorum. 

Hayal ettiğim ülke bu değildi

Artık anlaşılıyor ki ülkeme demokrasinin geldiğini göremeden ayrılacağım bu dünyadan.

Torunlarımıza bırakmayı hayal ettiğimiz ülke bu değildi. Gene de bir hayal kırıklığı yaşamıyorum. Menzil-i maksuda ulaşılamasa da çok yol katettik.

Bir ömür, sadece amaca ulaşmak için harcanmaz. O amaca doğru atılacak bir iki adıma yardımcı olmak için de harcanır.

Yaralı bir devi ayaklarının üstüne koyabilmek için kuşak kuşak o devi sırtımızda taşıdık. Yaralarının iyileşeceğine, o devin ayaklarının üstünde duracağına olan inancımı hiç kaybetmedim. Bir gün bu ülke ayaklarının üstünde duracak. O zaman da, masaldaki gibi “sihirli kedinin çizmelerini” giyerek amacına doğru uçarak gidecek.

Biz torunlarımıza istediğimiz ülkeyi bırakamıyoruz.

Ama siz uğraşırsanız, mücadeleden vazgeçmezseniz, dünyadan ayrılırken “torunlarımıza istediğimiz ülkeyi bırakıyoruz” deme mutluluğunu siz tadabilirsiniz.

Hayallerinizden, ümitlerinizden, mücadelenizden vazgeçmeyin.

Amacınıza ulaşamazsanız da, bu amacı gelecek kuşaklara devretseniz de, kozmosla son hesaplaşmanızda, “daha iyi bir dünya için biz de fena mücadele etmedik” diyebilirsiniz.

Bu da az şey değildir. Buruk da olsa, yorgun gözlerinizde bir tebessüm yaratır.

O tebessümlerin çoğalması da elbet bir gün kurtarır bu ülkeyi.

Enseyi karartmayın."

Kaynak: 25 Haziran 2015, Cumhuriyet

Nihat ERKAN

Telefon: 0(538) 329 01 93

5628ac8f0f25446bd00dd1b2.jpg

Bu yazı toplam 2118 defa okunmuştur.
Yazarın Diğer Yazıları
Tüm Hakları Saklıdır © 2012 Anamurlunun Sesi | İzinsiz ve kaynak gösterilmeden yayınlanamaz.
Tel : 0324 8164862