Haber Merkezi - Mersin’in Anamur İlçesi’nden Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’ne denizin 250 metre altından borularla taşınacak olan boru hattının döşenmesinde sona yaklaşılıyor.
80 kilometrelik hatta 10 kilometrenin kaldığı ifade edilirken projeyle ilgili bir açıklama yapan Yükseköğretim Planlama, Denetleme, Akreditasyon ve Koordinasyon Kurulu (YÖDAK) Başkanı Prof. Dr. Hüseyin Gökçekuş, “Artık an meselesi, kısa süre içinde rüya gerçekleşiyor” dedi.
Anamur’daki Dragon Çayı üzerinde inşası tamamlanan Alaköprü Barajı’ndan alınacak yıllık 75 milyon metreküp su, deniz altındaki boru hattı ile Girne’de inşa edilen Geçitköy Barajı’na aktarılacak.
Lefkoşa Yakın Doğu Üniversitesi'nde Türk Dünyası Mühendisler ve Mimarlar Birliğinin (TDMMB) Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti Su Temin Projesi Bilgilendirme Toplantısı gerçekleştirildi.
Toplantıda açılış konuşmasını gerçekleştiren YÖDAK Başkanı Prof. Dr. Hüseyin Gökçekuş, projede sona gelindiğini, bu durumun ise, herkes gibi kendisini de heyecanlandırdığını belirterek, 40 yılı aşkın süredir yaşanan KKTC'deki su sorununun artık tarih olacağını dile getirdi.
Projenin son aşaması olan 80 kilometrelik deniz geçişi kısmında montajın tamamlanması için 10 kilometreden daha az bir boru döşeme işlemi kaldığını ifade eden Gökçekuş, “Artık an meselesi, kısa süre içinde rüya gerçekleşiyor” dedi.
Türk Dünyası Mühendisler ve Mimarlar Birliğinin organizasyonuyla, Ercan Havalimanı'ndan havalanan helikopterle projeye ait kara ve deniz yapılarını inceleme olanağı bulduklarını, son gelişmelerin yerinde incelendiğini söyleyen Gökçekuş, üç buçuk yıldan uzun bir süre ülkenin su genel koordinatörü sıfatıyla projeyi çoğu zaman DSİ yetkilileriyle dünyanın çeşitli ülkelerinde tanıtma olanağı bulduğunu anlattı.
Gökçekuş, şöyle devam etti: “Proje tamamlanması ile KKTC'nin 50 yıl boyunca su sorununu rafa kaldıracak ayrıca Türkiye'ye de bu tür projelerde liderlik görevi verecek ve çok büyük prestij kazanmasını sağlayacaktır. Su hayattır, su her zaman önemliydi ancak önümüzdeki on yıllarda önemi daha da artacaktır. Çünkü dünya nüfusu hızla artarken su kaynakları doğan ihtiyaca paralel yönde artmamakta, aksine kirlettiğimiz su kaynakları elden çıktığından her geçen gün azalmaktadır.
Enerji kaynakları gibi suyun alternatifi yoktur. 21. Yüzyılda suya sahip olan ülkeler hem ekonomik refah düzeylerini artıracak hem de diğer ülkelere bağımlı olmadan yaşayabilecektir."
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.